25 Mart 2009 Çarşamba

Sığınacak Limanlar

Hepimiz canımız sıkkın olduğunda sığınacak bir liman arıyoruz bunu anladım. Herkesinki farklı. Kendiminkini çok zor geçen şu günlerde keşfettim. Kendimi dizilere vermek. En son sardığım dizi Fringe!eyooooo...Ama benim bu dizilere sarmam çaresiz sıkıntılar zamanında oluyor, elin kolum bağlı oturduğum zamanlarda, yani sadece zamanla halolacak sorunlarda. (bknz. geçen sene Nisan-Haziran aralığı)
Fringe, yine Lost'un yapımcılarından ama Lost gibi olmayan bir dizi...Gene sorular var ama sorular böyle episodelar hatta seasonlar sonra cevaplanmıyor. Yanında tabiki Lost yeni sezon, sümüklü Grey's Anatomy, yerlilerden de Melekler Korusun. O Hümeyra yok mu Hümeyra var olduğu her şeyi güzelleştiriyor bence (Avrupa Yakası hariç). Düzenli olarak sardıkdıklarım bunlar ama rastladıkça izlediklerimi de sayarsak çıldırmış olduğum ortaya çıkabilir...İnsanın içinden hiçbir şey yapmak gelmediği zamanlarda benim en iyi kafa dağıtma yolum buymuş işte.
MOS'unki ise bize biraz pahalıya mal oluyor, oldu değil çünkü olmaya devam ediyor.Senede toplasam toplasam 1 kere seyahate gidiyorum iş için, geçen sene gittiğimde (bir cinnet anında silindiği için yazının linki verilememektedir) malum fotoğraf yazıcısını almıştı. Bu seferki gidişimde ise ne yapmış etmiş tüm hayırlarıma rağmen Macbook Pro almış. Neymiş efendim, Vatan Bilgisayar'da Microsoft Office orijinal programını alanlara (200 TLya) her ürün % 25 indirimliymiş, bu fırsat kaçarmıymış. Sadece onunla kalsa yine üzülmeyeceğim, aletin her türlü çevrebilimlerini de alınca astarı yüzünden pahalıya geldi valla. Yok faresiydi, harici harddiskiydi, taşıma kılıfıydı, programlarıydı, soğutucusuydu....vs.vs.
Neyse ki tüm bunlar dizileri seyretmemi sağlıyor da ondan çok ses çıkaramıyorum.

18 Mart 2009 Çarşamba

Bazı First Ladyler Şarkı Söyler...

Bayrak a.k.a. Oltalar Suyun Altında Karıştı...

"Sevdiğinin sevdiğine zarar verebilir misin?" ...

Kendini zeki eserleri gördükten/okuduktan/dinledikten sonra iyi hissedenler mutlaka izlemeli bu oyunu. Oyunun iletişimsizlik üzerine kurulduğunu söylüyor googledan çıkan siteler, ama hiç bir yerde konusundan bahseden yok. O yüzden ben de bahsetmeyeyim, hiç bir şey bilinmeden izlenince daha zevkli oluyor. Rahatsız garajistanbul salonuna rağmen 2 saat 10 dakikanın nasıl geçtiğini anlamadım. Kendisini göremesek de yazar ve yönetmen Berkun Oya'yı her yerde hissettim. Farklı olmak ne demek deseler Berkun Oya derim. Kendisi oyundan çıktıktan sonra gündelik hayat dönmeden önce hiç değilse 5 dakika istemiş izleyicilerinden. Ne 5 dakikası, daha uzun bir süre Gölge'de Zeynep'le oyunu konuştuk. Daha da düşünürüm ben...